22 Ağustos 2022 Pazartesi
Seneler önce bir toplantıya davet edilmiştik. Başbakan’da katılacaktı. Gittik..
İçeri girerken gazeteci olduğumuzu öğrenince “Giremezsiniz” dediler.. Davetli olduğumuz söyledik, fotoğraf
makinası almıyoruz, makinesiz girer
seniz, girin dediler, öyle yaptık.
Başbakan’ın hemşerileri memleketlerinin öğrencileri için burs toplayacaklarmış.
Kısa bir yemek faslından sonra, tek tek birilerinin isimlerini okumaya başladılar. İsmi okunan bağırarak, “10 bin lira”, bir diğeri “benden bir daire”, başkası “50 öğrenci”.. Yüzbinler, milyonlar, arabalar, daireler havalarda uçuşuyor.
Başbakan orada ya…
Toplantının sonuna doğru topladıkları rakamı açıkladılar. Alkışlar ve tezahüratlar eşliğinde açık lanan rakam tam 10 milyon lira. Seneler öncesinin 10 milyon lirası. Çok büyük rakam..
Yanımda oturan ve akademisyen olduğunu öğrendiğim beyefendiye sordum: -Bu paranın hepsini burs olarak mı dağıtıyorsunuz? Verdiği cevaba, masanın öbür ucunda oturan bir yaşlı amca da dahil oldu:
-Yok, 2 milyonu ancak burs parası.
-Peki kalanı ne yapıyorsunuz?
Bu sorumun cevabını sadece amca verdi:
-Yurt falan yapıyoruz ama sadece kendi hemşerilerimize burs verip, yurtlara alıyoruz.
Sanki öbür öğrenciler gavur evlatları..
Kalan 8 milyon lira o zaman çok
büyük para. Saf saf yine sordum: -Kalan parayla her sene yurt yap sanız dağ taş sizin yurtlarınızla dolar..
Akademisyen arkadaş bu kez bana sordu:
-Ne yapabiliriz?
Sanki bana çok lazımmış gibi; basit dedim, Madem bu kadar para topluyorsunuz, öğrenci ihtiyaçlarının üstünde kalan parayı fakir köylülerinize büyük baş hayvan alın, dağıtın dedim…
Masanın öbür ucunda oturan, sorularıma ortak cevaplar veren, ve bir köy derneğinin başkanı olduğunu öğrendiğim amca, sinirli bir şekilde, var gücüyle masaya vurmaya ve avaz avaz bağırmaya başladı:
-Biz, ahırdan çıktık
Biz, ahırdan çıktık…..
Yan masadakiler, sesinin ulaştığı in sanlar dönüp bizim masaya baktılar. İhtiyar amca ise gözlerimin içine baka baka yine bağırdı:
-Biz, ahırdan çıktık…
Amca, köylünün artık, hayvancılıkla uğraşmayacağını söylüyordu. Birden aklım başıma geldi.
Öğrenciler için toplanan o paraların nerelere gittiğini gördüm.
Birden, etin, samanın gıdanın neden ithal edildiğini gördüm..
Birden tarımın neden bittiğini gördüm.
Bazı şeylerin nasıl iç edildiğini gördüm,
Milletin birden bire bedava yaşa maya nasıl alıştırıldığını gördüm…
Bu haftaki yazıma çok çok önemli bir hatırlatma yaparak başlayacağım. Aşağıdaki satırları 2 Aralık 2012 yılında kaleme alıp, yayınlamışım. Aradan tam 8 yıldan fazla bir süre geçmiş. Tarım politikalarımızın nasıl bir süreçten geçirilip, bu güne getirildiğini ve bu günün şartlarını göz önüne alırsanız değişen hiçbir şeyin olmadığını görürsünüz. Sadece son paragrafta yanılmışım. Onu da okuyunca anla yacaksınız.
Köylünün yüzüne nasıl bakacaksınız? (2 Aralık 2012)
Bazen aklım almıyor. Bu memleket nasıl bu hale geldi? İlkokul sıralarında bize öğretilen en önemli bilgilerden biri, dünyada kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biri Türkiye idi. Şimdi bırakın yetmeyi, birçoğunun adeta burun kıvırarak yediği ispanağı bile ithal ediyor muşuz. Bu kadar mı, okuyun da görün bakalım. Ben de öğrenince çok şaşırdım, bir o kadar da kızdım.
Memlekette yanlış uygulanan tarım poli tikaları yüzünden, dünyanın bir numaralı üreti cisi olduğumuz fındığı bile ithal eder hale gelmişiz. Köylü yetiştiremiyor, fındığımız yet miyor mu? Ne alakası var? Birileri köşeyi dönüyordur. Tabiatıyla birilerini de yanına alarak, birlikte dönüyorlardır köşeleri.
İhracat az, üretim fazla deyip, kendi köylümüzden almadıkları fındığı dışarıdan almak ne demek?
Cumhuriyet yazmış, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, Türkiye fındık, kayısı, incir, kiraz, vişne, ayva ve haşhaş tohumu olmak üzere yedi ürünün üretiminde dünya sıralamasında başı çekiyorken, son yıl larda uygulanan yanlış tarım politikaları ne deniyle Çin’den fasulye, kayısı ve kuru sarımsak, İtalya’dan ıspanak, kuru üzüm, ABD’ den fındık, Güney Afrika’dan satsuma mandalinası, Şili’den sofralık üzüm, İran’dan karpuz, İtalya ve Şili’den elma, Kosta Rika’dan kavun, İran’dan kuru kayısı, ile lahana ve İspanya’dan marul ithal etmek zorunda kalıyormuş. An laşılan soframızda Türk malı bir şey kalmamış.
Şu acı tabloya bakar mısınız? Ispanak, marul, fasulye, elma, lahana ithal ediyoruz. Daha ne günler göreceğiz kim bilir? Bu mem leketin toprakları bunca yıldır, binlerce yıldır üzerinde yaşayan insanların rızkını vermemiş mi? Bunca yıldır bu topraklarda ıspanak, fa sulye, üzüm, marul yetişmemiş mi? Nüfus çok kalabalık da yetiştirilenler yetmemiş mi? O zaman çiftçiler satamadıkları mallarını neden denize döküyor, yollara saçıp isyan ediyor? Şu hale bakın, ıspanağı, marulu bile ithal eder du ruma gelmişiz. Aslında gelmemişiz, ama neyse..Hele hele dünya şampiyonu olduğumuz fındığı ABD’den ithal ediyor olmamız, insanın aklına kötü kötü şeyler getiriyor. Köylümüze vermediğimiz parayı, ABD’ye veriyoruz. Kim bilir hangi anlaşmanın şartlarındandır?
Hayvancılık desen ona keza. İnsanlar ne ya pacağını şaşırmış durumdalar. DPT’nin araştır masına göre 2015’te Türkiye’de 170 bin ton civarında et açığı oluşacak. Hayvan kaçakçılığındaki olağanüstü artış sıkıntıyı kat layacak. Ne ala memleket. Sınırlara bak, elini kolunu sallaya sallaya, isteyen istediği mali ge tiriyor. PKK’sı bir yandan, kaçakçısı bir yandan… Sürüyle geçirilen yüzlerce baş hayvanı kimse görmüyor mu? Üstelik, bu hayvanlar hastalıklı mı, sağlıklı mı belli değil. Vatandaş ne yapacak beyler?
Bir de işin içinde vatandaşı kandırmaca var. Köylüye “Kıyak yapıp” destekleme veriyorlar. Tarımda yılda 3.5 milyar ton mazot kullanılıyor. Bu mazotun ÖTV ve KDV’si 9 milyar TL tutuyor. Çitçiye 2013’te verilecek 9 milyar TL’nin tamamı çiftçinin ödediği mazot parasından alı nan ÖTV ve KDV olarak geri alınacak. Kim kime destekleme veriyor anlamış değilim.
Yanlış, yanlışla düzelmez. Atatürk’ün sözünü hatırlayın. Köylü Milletin Efendisi demiş. Efen dinize saygı gösterin, ithalatı kontrol altına alın, kaçakçılığı önleyin. Köylüyü sakın küçümsemeyin. Siz, siz olun köylüyü başınızın tacı yapın. O öyle bir köylüdür ki, ekip de satamadığı o ıspanağın, o marulun, o fasulyenin yerine seçimlerde sizi diker.
Dağlık Karabağ’da 27 Eylül tarihinde başlayan savaş 44 günde Ermenistan’ın tarihi mağlubiyetiyle sona ermiş, yenilginin ardından Erivan’da başlayan protestolar Başbakan Paşinyan’a istifa çağrılarıyla günlerce devam etmişti.
Azerbaycan 27 yıl sonra işgalden kurtulan Ağdam’a girmiş ancak şehirdeki acı tablo, gün ışığıyla birlikte ortaya çıkmıştı. Neredeyse tek bir sağlam bina kalmayan şehrin harabe görüntüsü yürek burktu.
Rusya heyeti Azerbaycan ve Ermenistan’da önemli görüşmeler gerçekleştirirken Paşinyan’a tüm umutlarını başladığı Rusya’dan yine kötü haber geldi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etti.
Rossiya 1’e konuşan Putin, Dağlık Karabağ’ın aidiyeti ile ilgili değerlendirmesinde bölgenin Azerbaycan topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.
Putin, “Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığını ve egemenliğini tanımadı. Bu, uluslararası hukuk açısından hem Dağlık Karabağ’ın hem de ona komşu tüm bölgelerin Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu anlamına geliyordu” diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan 10 Kasım itibariyle Dağlık Karabağ’da 27 Eylül’den beri devam eden çatışmaların durması için bir anlaşma imzalamıştı.
İmzalanan ortak bildiriye göre Azerbaycan ve Ermenistan güçleri anlaşmanın imzalandığı anda bulundukları noktalarda kaldı. Böylece çatışmalar esnasında ele geçirdiği yerleşim yerleri Azerbaycan’ın denetimine geçmiş oldu.
Bu bir alıntı metin örneğidir.
Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ile Ermenistan arasında çatışmaları sonlandıran anlaşmanın ardından bölgedeki durum ile ilgili temaslarda bulunmak üzere Rus hükümet üyelerinden oluşan heyet Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitmiş, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dur.
Başbakan Yardımcıları Aleksandr Novak ve Aleksey Overçuk oluşan heyet Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya’nın imzaladığı üçlü bildirinin bölgede sağlam ve uzun süreli barışın sağlanması açısından önemli adım olduğunu açıklamıştı.
Aliyev’in bölgedeki uzlaşma konusunu her zaman vurgulamasına özel önem verdiklerini bildiren Lavrov, bölgede yapılacak tüm çalışmaların yabancı çıkarlar için değil bölge insanlarına yönelik olduğundan emin olduğunu ifade etti.
Öte yandan Dağlık Karabağ’da çatışmaları sona erdiren anlaşma gereği Azerbaycan’a ait topraklarda bulunan Ermeni siviller ve askerler, bölgeden ayrılmaya devam ediyor.
Yenilginin ardından başkent Erivan’da istifa etmesi için günlerce protestolar yapılan Başbakan Paşinyan ise uzun süre sonra cepheye savaşmaya giden eşiyle birlikte bir cenaze töreninde görüntülendi.
Öte yandan Dağlık Karabağ’da çatışmaları sona erdiren anlaşma gereği Azerbaycan’a ait topraklarda bulunan Ermeni siviller ve askerler, bölgeden ayrılmaya devam ediyor.
Yenilginin ardından başkent Erivan’da istifa etmesi için günlerce protestolar yapılan Başbakan Paşinyan ise uzun süre sonra cepheye savaşmaya giden eşiyle birlikte bir cenaze töreninde görüntülendi.
Dağlık Karabağ’da 27 Eylül tarihinde başlayan savaş 44 günde Ermenistan’ın tarihi mağlubiyetiyle sona ermiş, yenilginin ardından Erivan’da başlayan protestolar Başbakan Paşinyan’a istifa çağrılarıyla günlerce devam etmişti.
Azerbaycan 27 yıl sonra işgalden kurtulan Ağdam’a girmiş ancak şehirdeki acı tablo, gün ışığıyla birlikte ortaya çıkmıştı. Neredeyse tek bir sağlam bina kalmayan şehrin harabe görüntüsü yürek burktu.
Rusya heyeti Azerbaycan ve Ermenistan’da önemli görüşmeler gerçekleştirirken Paşinyan’a tüm umutlarını başladığı Rusya’dan yine kötü haber geldi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etti.
Rossiya 1’e konuşan Putin, Dağlık Karabağ’ın aidiyeti ile ilgili değerlendirmesinde bölgenin Azerbaycan topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.
Putin, “Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığını ve egemenliğini tanımadı. Bu, uluslararası hukuk açısından hem Dağlık Karabağ’ın hem de ona komşu tüm bölgelerin Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu anlamına geliyordu” diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan 10 Kasım itibariyle Dağlık Karabağ’da 27 Eylül’den beri devam eden çatışmaların durması için bir anlaşma imzalamıştı.
İmzalanan ortak bildiriye göre Azerbaycan ve Ermenistan güçleri anlaşmanın imzalandığı anda bulundukları noktalarda kaldı. Böylece çatışmalar esnasında ele geçirdiği yerleşim yerleri Azerbaycan’ın denetimine geçmiş oldu.
Bu bir alıntı metin örneğidir.
Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ile Ermenistan arasında çatışmaları sonlandıran anlaşmanın ardından bölgedeki durum ile ilgili temaslarda bulunmak üzere Rus hükümet üyelerinden oluşan heyet Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitmiş, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dur.
Başbakan Yardımcıları Aleksandr Novak ve Aleksey Overçuk oluşan heyet Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya’nın imzaladığı üçlü bildirinin bölgede sağlam ve uzun süreli barışın sağlanması açısından önemli adım olduğunu açıklamıştı.
Aliyev’in bölgedeki uzlaşma konusunu her zaman vurgulamasına özel önem verdiklerini bildiren Lavrov, bölgede yapılacak tüm çalışmaların yabancı çıkarlar için değil bölge insanlarına yönelik olduğundan emin olduğunu ifade etti.
Öte yandan Dağlık Karabağ’da çatışmaları sona erdiren anlaşma gereği Azerbaycan’a ait topraklarda bulunan Ermeni siviller ve askerler, bölgeden ayrılmaya devam ediyor.
Yenilginin ardından başkent Erivan’da istifa etmesi için günlerce protestolar yapılan Başbakan Paşinyan ise uzun süre sonra cepheye savaşmaya giden eşiyle birlikte bir cenaze töreninde görüntülendi.
Öte yandan Dağlık Karabağ’da çatışmaları sona erdiren anlaşma gereği Azerbaycan’a ait topraklarda bulunan Ermeni siviller ve askerler, bölgeden ayrılmaya devam ediyor.
Yenilginin ardından başkent Erivan’da istifa etmesi için günlerce protestolar yapılan Başbakan Paşinyan ise uzun süre sonra cepheye savaşmaya giden eşiyle birlikte bir cenaze töreninde görüntülendi.
Dağlık Karabağ’da 27 Eylül tarihinde başlayan savaş 44 günde Ermenistan’ın tarihi mağlubiyetiyle sona ermiş, yenilginin ardından Erivan’da başlayan protestolar Başbakan Paşinyan’a istifa çağrılarıyla günlerce devam etmişti.
Azerbaycan 27 yıl sonra işgalden kurtulan Ağdam’a girmiş ancak şehirdeki acı tablo, gün ışığıyla birlikte ortaya çıkmıştı. Neredeyse tek bir sağlam bina kalmayan şehrin harabe görüntüsü yürek burktu.
Rusya heyeti Azerbaycan ve Ermenistan’da önemli görüşmeler gerçekleştirirken Paşinyan’a tüm umutlarını başladığı Rusya’dan yine kötü haber geldi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etti.
Rossiya 1’e konuşan Putin, Dağlık Karabağ’ın aidiyeti ile ilgili değerlendirmesinde bölgenin Azerbaycan topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.
Putin, “Ermenistan, Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığını ve egemenliğini tanımadı. Bu, uluslararası hukuk açısından hem Dağlık Karabağ’ın hem de ona komşu tüm bölgelerin Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu anlamına geliyordu” diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan 10 Kasım itibariyle Dağlık Karabağ’da 27 Eylül’den beri devam eden çatışmaların durması için bir anlaşma imzalamıştı.
İmzalanan ortak bildiriye göre Azerbaycan ve Ermenistan güçleri anlaşmanın imzalandığı anda bulundukları noktalarda kaldı. Böylece çatışmalar esnasında ele geçirdiği yerleşim yerleri Azerbaycan’ın denetimine geçmiş oldu.
Bu bir alıntı metin örneğidir.
Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ile Ermenistan arasında çatışmaları sonlandıran anlaşmanın ardından bölgedeki durum ile ilgili temaslarda bulunmak üzere Rus hükümet üyelerinden oluşan heyet Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitmiş, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dur.
Başbakan Yardımcıları Aleksandr Novak ve Aleksey Overçuk oluşan heyet Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya’nın imzaladığı üçlü bildirinin bölgede sağlam ve uzun süreli barışın sağlanması açısından önemli adım olduğunu açıklamıştı.
Aliyev’in bölgedeki uzlaşma konusunu her zaman vurgulamasına özel önem verdiklerini bildiren Lavrov, bölgede yapılacak tüm çalışmaların yabancı çıkarlar için değil bölge insanlarına yönelik olduğundan emin olduğunu ifade etti.
Öte yandan Dağlık Karabağ’da çatışmaları sona erdiren anlaşma gereği Azerbaycan’a ait topraklarda bulunan Ermeni siviller ve askerler, bölgeden ayrılmaya devam ediyor.
Yenilginin ardından başkent Erivan’da istifa etmesi için günlerce protestolar yapılan Başbakan Paşinyan ise uzun süre sonra cepheye savaşmaya giden eşiyle birlikte bir cenaze töreninde görüntülendi.
Öte yandan Dağlık Karabağ’da çatışmaları sona erdiren anlaşma gereği Azerbaycan’a ait topraklarda bulunan Ermeni siviller ve askerler, bölgeden ayrılmaya devam ediyor.
Yenilginin ardından başkent Erivan’da istifa etmesi için günlerce protestolar yapılan Başbakan Paşinyan ise uzun süre sonra cepheye savaşmaya giden eşiyle birlikte bir cenaze töreninde görüntülendi.