DOLAR 32,3392 0.22%
EURO 35,1035 -0.15%
ALTIN 2.307,011,31
BITCOIN 22840832,68%
İstanbul
16°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

DÜĞMECİLER Mİ, DÖKMECİLER Mİ?

DÜĞMECİLER Mİ, DÖKMECİLER Mİ?

ABONE OL
27 Ekim 2022 13:30
DÜĞMECİLER Mİ, DÖKMECİLER Mİ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Koskoca mahalenin adını yanlış biliyoruz! DÜĞMECİLER Mİ, DÖKMECİLER Mİ?

Eyüpsultan Düğmeciler Mahallesi’nin asıl adının “Dökmeciler” olduğunu, yanlışlıkla “Düğmeciler” dendiğini biliyor musunuz?

Düğmeciler Mahallesi Muhtarı Süleyman Özcan ile yaptığımız bir sohbette işin aslını öğrendik.  Semt ve mabet ismini, İstanbul’un fethinde bulunup büyük topun dökümünde bulunan dökümcübaşı ve maiyetinin ölümlerinden sonra buraya gömülmesiyle almış.

Konuyla ilgili olarak Muhtar Süleyman Özcan’ın gazetemize gönderdiği ve Eyüpsultan Belediyesi’nin resmi sitesinde yer alan bilgiler şöyle:

“Yanlış olarak Düğmeciler Camii denmektedir. Mabet. Düğmeciler Caddesi ile Oluklubâyır Sokağının birleştiği yerde ve sokağın sol köşesindedir. Her iki yola açılan kapıları vardır. Hadika’da şu bilgi vardır:

“Banisi Dökmeci Zâde Mehmed Bakır Efendidir. Kendi dahi orada medfundur. Anadolu Kazaskerliği’nden ayrıldıktan sonra 998 (1590) senesinde vefat etmiştir. Meşhur şair Abdülbâki Efendinin birinci sadareti azlinde bunlar Anadolu sadaretine getirilmiştir. Sadaret tarihi 996 Cemaziyelevvelisi (Nisan 1588)ndedir. Bir sene sonra azl olunmuştur. Mehmet Bakır Efendinin ayrıca iki defa İstanbul kazası vardır.”

Si. Osm. yazarı şu bilgiyi vermiştir:

“Dökmeci başı Hüseyin Bey’in oğludur. Çalışıp ulemâdan olmuş ve Sokullu Mehmet Paşa’nın kızlarına muallim tayin edilmiştir. Müderris olup 987 şabanında (Eylül 1579)

Edirne Kadısı oldu. 989 zilhiccesinde (OCak 1582) İstanbul kadısı olup Recebinde azl edilmiştir 996 C. evvelinde Anadolu kazaskeri olup 997 R. evvelinin 12. günü (29 Ocak 1589) vefat etti. lim. kadere inanan, doğru bir zat idi.

Mabet, kare planlı olup kesme taştan yapılmıştır. Çatısı ve minberi ahşaptır. Kirpi saçaklıdır. Sağdaki minaresinin kaidesi kesmetaş, gövde ve petek kısmı ince tuğladan olup üzeri sıvalıdır. Kısa bir külahı vardır. Alt üst 10 pencereden ışık alır.

Mabedin minberini Mehmet Bakır Efendinin neslinden Hüseyin Şah Efendi mütevelli iken kendi mülkü olan bahçesini vakfa ilhak ve iki akçe kira ile başkasına kiralayıp ve bir akçe dahi usul-ı vakfdan gösterip üç akçe vazife ile hitabet tayin eylemiştir.

Bundan evvel olunan tamirlerden başka Sultan II. Mahmud Hân’ın hareminde olan 3. hazinedarı hayır sahibi Lâlezâr Kalfa’nın himmetleriyle ve Hadika zeylini hazırlayan Ali Satı Efendinin şevkiyle ilk defa şadırvan yollan tamir olunarak suyu getirildi. Ve Cami-i şerif dahi yenilenip ve yeni hasır döşenmiştir. Tarih 1238 (1822) Lâlezâr Kalfa beş kese kadar akçe sarf eylemiştir. Mabedin mahallesi vardır.

Cami, 1894 zelzelesinden zarar görmüş ve iki hanım tarafından tamir edilmiştir. Bunu belirten kitabe, Cadde tarafında ve mabedin duvarındadır ki şudur

Yâ Mâlik ‘ül-Mülk

1313 (1895)

Rahnedâr olmuş idi zelzeleden mescidimiz

Hamdülillah bu yıl oldu serâpâ âbâd

İde Allah derûnunda kılındıkça namaz

Emine, Fâtıma Hanımlar’ın ervahı şad

Avluda Mehmet Bakır Efendi tarafından dikildiği söylenen ulu bir çınar ağacının dibinde dört musluklu bir şadırvan vardır. Üzerindeki kitabede:

İç bu mâi Zemzemi gel oku hem sen ruhuna

Abdest el Fâtıma Hanım’a her dem kıl du’â

1286 (1869)

diye yazılıdır.

Mehmet Bakır Efendinin sütun şeklindeki şahidesinde meşruta tarafında olup üzerinde yazı ve tarih yoktur. He-men yanında “Mir-i Mahdum ibn-i Ebû’l-Mekârım ibn-i seyyid Ahmed Lala medfundur. Vefat tarihi 975 (1567) dir.”

Bundan da anlaşılacağı üzere mabet, en geç 1565 tarihinde yapılmıştır.

Avluda, etrafı alçak, taş bir duvarla çevrili açık bir türbe vardır. Yeni yazı ile: “Sahabe-i kiramdan Hazreti Cabir R.A. oğlu Muhammed Ensâri R.A Hazretlerinin kabridir” diye yazılıdır. şahidesinde ise:

Merhum ve mağfur Mehemmed Çavuş an evlâd-ı Cabir R.A. anhü ruhi çün fatiha. Sene 1052 (1642), diye yazılıdır. Yanında iki kabir daha vardır. Şahideleri yoktur. Bunlar yukarıda adları yazılmış olan zatlara ait olmalıdır.

Hazirede bir çok şahide vardır. Bazıları şunlardır:

1288 (1871) tarihinde vefat eden nakşibendiye tarikatinden Necib Paşa türbedarı Mustafa Efendi

1234 C. ahır (Nisan 1819) Şeyh Kirpâsi Mustafa Efendi. Kabri camiin sol tarafındaki hazirededir.

Tarih kısmı gömülü olan Bektaşi sikkeli Mehmed Dede.

Mabet, avlu ve duvarları ile haziresi 1970 tarihinde esaslı bir yenilemeye tabi tutulmuştur.

Dökmeciler Camii Kitabesi. Mehmet Bakır, Mehmet Baği (Serkeş) diye yazılmıştır ki düzeltilmelidir.

Semt ve mabet ismini, İstanbulun fethinde bulunup büyük topun dökümünde bulunan dökümcübaşı ve maiyetinin ölümlerinden sonra buraya gömülmesiyle almıştır. Kabirleri, Düğmeciler Caddesi ile Ümmi Sinan Sokağının birleştiği yerdedir. Buraya sonradan bazı kimseler de gömülmüştür. Bir dökümcübaşının kabri de Yedikule Kapısı dışındadır.

Dökmeciler Camii Mimar Sinan’ın eseridir.”

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.